Tarih : Dilediğiniz Tarihlerde
Kişi Başı Fiyat
2180 TL'den başlayan fiyatlarlaTürkiye
Pegasus Hava Yolları ile İstanbul/Konya ve Alanya/İstanbul ekonomi sınıfı uçuş;
1., 2. ve 3. gün akşam yemekleri;
1., 2., 3. ve 4. gün öğle yemekleri;
Yemeklerde su, meşrubat ve kahve ikramı;
Belirtilen otellerde oda+kahvaltı konaklama;
Konforlu özel tur otobüsüyle seyahat;
Rehberlik hizmetleri.
Tüm bahşişler ( Tur Rehberi Bahşişi hariç* ) ;
Seyahat sigorta paketi.
Programda belirtilmeyen geziler;
Ören yerleri girişi için müze kart;
Her türlü kişisel harcama.
Paket | İki Kişilik Oda(Kişi Başı) | İlave Kişi | Tek Kişilik Oda Farkı | Çocuk | Rezervasyon |
---|---|---|---|---|---|
Standart | 2180 TL | 2120 TL | 290 TL | 0-2 Yaş 0 TL 2-12 Yaş 0 TL |
Sorunuz |
Anadolu'nun en eski ve en önemli yerleşimlerinin başında gelen Çatalhöyük'den, Romalılar'ın geçiş yollarını ve ticareti kontrol etmek için garnizonlarını yerleştirdikleri sarp dağların doruklarındaki yerleşimlere, ilk Hıritiyanların gizlenerek ibadet ettikleri gizli mağaralardan, Selçuklu Beylikler Dönemi'nin ihtişamlı yapılarına uzanan uzun bir tarihe yolculuğu, kısa bir seyahate sığdıran ve kimsenin kolay kolay yolunun geçmediği yöreleri keşfedeceğiniz bir yolculuk. Konya Ovası'nın güneşte parıldayan sarı tonlarından, Akdeniz'in türkuvaz çeşitlemelerine doğru ard arda yerleşmiş, güzellikleri karşısında sizleri büyüleyecek antik kalıntılar dizgesi...
İstanbul'dan uçakla Konya'ya gidiş ve Alanya'dan dönüş.
Bozulmamış tarihi dokularıyla Sille ve Manazan'ın keşfi.
Az tanınan Alahan, Uzuncaburç, Olba ve Paslı gezileri.
Yemyeşil dokusu ve çağlayan sularıyla Ermenek'in keşfi.
Kızkalesinde iki gece konaklama.
Yöresel mutfakların zenginliklerini tadacağınız menü seçimi.
26 Eylül 2019 , Perşembe İstanbul - Konya - Sille - Çatalhöyük - Manazan - Karaman
Sabah, Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan, saat 07.50 de Pegasus Hava Yolları ile Konya'ya uçuş ve saat 09.05 de varış. Karşılama ve Karabuğa Dağları ile Takkeli Dağı arasında Sille Çayı'nın açtığı vadide bulunan, Roma, Bizans döneminde Kudüs yolu üzerinde yer aldığı için önemli bir dini merkez olan, daha sonra Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde ise tarihi İpek ve Baharat yolları üzerinde olması nedeniyle önemini hiç yitirmeyen Sille'ye doğru hareket. Şehrin taş sokakları ve evlerinin oluşturduğu güzel dokuyu keşfedip, Aya Eleni Kilisesi ile Subaşı ve Çay Camileri'ni gezdikten sonra, yerel mutfağı tadacağınız öğle yemeği ve ardından, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan, 9000 yıllık yerleşim yeri olup burada bulunan neolitik döneme ait çok önemli kalıntılar sayesinde dönemin aydınlatılmasında çok önemli yer tutan Çatalhöyük'ü tanımak üzere yola devam. Çumra'da, Konya Ovası'na hakim bir noktada yer alan Çatalhöyük'te yaşam 2.000 yıl boyunca kesintisiz devam etmiş olup, döneminde Mezopotamya dışında oluşmuş en kalabalık yerleşimdir. Çatalhöyük, gerek, birbirine bitişik olarak planlanmış, kapısı çatıda olan, ölülerin içeride gömüldüğü evleri, gerekse çok ileri formlar ve bezemelerle yaptıkları çanak çömlekleri ve halkının yaşam şekli ile köylerden kentsel hayata geçişin önemli bir kanıtıdır. Gezinin ardından, Kapadokya yeraltı şehirlerini andıran, kireç taşına oyulmuş beş katlı toplu yerleşimlerin bulunduğu Manazan'a doğru yola devam. İlk Hıristiyanlar tarafından, İki bin yıl öncesinin imkanlarıyla kayalara oyulmuş ve içinde salonlar, avlular, kiliseler, odacıklar bulunan bu ilginç mağaraları gezdikten sonra Karaman'a hareket. Varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Karaman'da otelde.
27 Eylül 2019 , Cuma Alahan Manastırı - Uzuncaburç - Olba - Paslı - Kızkalesi
Sabah, kahvaltının ardından kısa bir Karaman şehir turu ve ardından Alahan Manastırı'na doğru hareket. Evliya Çelebi'nin 'Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor' diye anlattığı Alahan Manastırı, Geçimli köyü civarında, 1300 m yükseklikte ve Göksu Vadisine bakan dik bir yamaca inşa edilmiş. 440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır'ı, Kiliseler, Manastır binası ve kayalara oyulmuş keşiş odacıkları ile mezarlarından oluşur. Kilise binaları, Ayasofya Müzesi ile ortak mimari özellikler taşır ve zengin taş oymacılığının görüldüğü süslemelerle bezenmiştir. Ancak, bu muhteşem manastır kompleksinin özellikle konumu ve hakim olduğu manzaralar nefes keser. Gezinin ardından Mut'ta öğle yemeği ve Uzuncaburç'a doğru yola devam. Şaşırtıcı bir şekilde, hala dimdik ayakta duran sütunlarıyla Uzuncaburç, yakınındaki OlbaTerritoriumu'nun ibadet alanı olarak inşa edilmiş ve 72 yılında, Vespesianus zamanında Olba'dan ayrılarak Diokaesareia (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi adına para basan kent durumuna gelmiştir. Günümüzde, özellikle sütunlu caddeleri görmeye değer. Geziden sonra, Helenistik Dönem'de önemli bir ticaret merkezi olan Olba'ya doğru yola devam. Bu şehir, ticaretin yanı sıra, önemli bir dini merkedir ve Hıristiyanlık Dönemi'nde de bu durumunun devam ettiğini dinsel mimari kalıntılardan anlamak mümkün: Olba Akropolisi'nin batısında bulunan büyük kilise ve bir çok küçük kilise kalıntıları ile vadide ki manastır kalıntıları bunun örnekleridir. Roma dönemi Çeşme kalıntısı ile vadide ki 150 m. uzunluğunda, 25 m. yüksekliğindeki iki katlı Su Kemeri ile Gözetleme Kuleleri, şehrin bu dönemdeki ihtişamını gösterir. Olba gezisinin ardından, Kız Kalesi'ne doğru yola devam ederken, Olba Territoriumu'ndaki Hellenistik Dönem savunma ve yerleşim sisteminin bir parçası olduğu tahmin edilen Paslı'yı gezmek üzere bir mola. Buradaki arkeolojik kalıntılar yerleşimin Hellenistik Dönem'den Bizans Dönemi'ne kadar devam ettiğini gösterir. Bölgede çok sayıda bulunan bu tip yerleşimler, kurulu oldukları akropol konumları, antik yol rotaları üzerinde olmaları, surlarla çevrili olmaları ve kulelere sahip olmaları gibi ortak özellikler taşırlar ve bu da savunma amaçlı yerleşimler olduğunu kanıtlar. Buradaki en ilginç yapı, şüphesiz halk arasında 'Korkusuz Satrap Mezarı' olarak anılan Roma Dönemi Anıt Mezarı'dır. Burada ki Nekropol'de çok farklı mezar kalıntıları bulunsa da, bu denli devasa bir Tapınak-Mezar tekdir. Paslı'yı keşfettikten sonra Kızkalesi'nde ki otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
28 Eylül 2019 , Cumartesi Narlı Kuyu - Kanlıdivane - Cennet Cehennem - Ayatekla
Sabah, kahveltıdan sonra, Narlı Kuyu yakınlarında bulunan Cennet Cehennem Mağaraları'na hareket. Aralarında 80 mt. Mesafe olan bu iki obruk, bir yeraltı deresinin yolaçtığı erozyonla oluşmuşlar. Bu iki obruğu görünce, neden cennet ve cehennem diye adlandırıldıklarını anlamak zor değil: Zira Cennet Obruğu'nun ağız kısmı daha geniş, içi aydınlık ve daha derin, Cehennem'in ise daha dar, karalık ve daha az derindir. Cennet Çöküntüsü'nün dibinde bir de mağara bulunmakta. Bu mağaranın girişinde ise 5.yüzyıldan kalma, Meryem Ana'ya ithaf edilmiş bir kilise kalıntısı görülebilir. Bu ilginç tabiyat oluşumlarını gezip gördükten sonra, Ortaçağ'da adı Porto Calamie olan ve Antik Çağ'dan Hristiyanlık Dönemi'ne kadar Cennet Cehennem Obrukları'na ibadete gelenler için bir liman görevi gören Narlı Kuyu'ya doğru yola devam. Burası günümüzde, sıra sıra balıkçı lokantalarıyla dolu şirin bir koydur. Roma Dönemi'nde, burada bulunan hamamdan kalan, meşhur 'Üç Güzeller Mozaiği' buradaki küçük müzede sergilenmekte. Bu Koyda ki deniz suyunun soğukca ve parlak bir turkuaz renginde olmasının nedeni Cennet Obruğu'nun en dibinde sesi duyulan nehrin suyunun burada denize karışmasındandır. Mozikleri görüp, Koy'da bir çay molası verdikten sonra otele dönüş ve akşam üstü saat 16.30 a kadar otelde öğle yemeğini alıp plajdan faylanabileceğiniz serbest zaman. Akşam üstü, 19.yüzyıl ortalarında Fransız gezgin Victor Langlois tarafından keşfedilen Kanlıdivane gezisi için hareket. Antik Kent, yörede ilk Semavi Eyice tarafından yapılan kazılarla, 1970 li yıllarda ortaya çıkmış. Kent, doğal bir çökük olan 30 metre derinliğindeki geniş bir obruk etrafında kurulmuş. Semavi Eyice'ye göre Kanlıdivane isminin kökeni hakkında iki ihtimal vardır. İlk ihtimal isimdeki 'kanlı' kısmının kentin antik ismi olan Kanitellis'ten ya da obruğun içinde yağmur sularıyla toprak rengine bulanan kabartmaların kırmızıya çalan renginden, 'divane' kısmının ise burada dağınık olarak yaşayan Türkmen topluluklarının zaman zaman divan adı verdikleri toplantılarından gelebileceğidir. İkinci ihtimal ise Roma döneminde suçluların obruğa atılıp vahşi hayvanlara yem edildiği için kente Kanlıdivane denildiğidir. MS 4. yüzyılda en parlak dönemini yaşayan kentin, geç antik dönemde önemli bir zeytinyağı üretimi merkezi olduğunu gösteren buluntular mevcuttur. Harabeleri gezdikten sonra otele geri dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
29 Eylül 2019 , Pazar Silifke - Ermenek - Alanya - İstanbul
Sabah, Ermenek'e gitmek üzere yola çıkış. Yol üzerinde, Silifke yakınında bulunan ve Hıristiyanlığın en eski merkezlerinden olan Aya Tekla Kilisesi Harabeleri gezisi. Meryemlik olarak da bilinen Kilise'nin geçmişi St. Paul'den etkilenen Azize Tekla'nın kente gelişine dayandırılır. Buradaki mağaraya sığınan Tekla, zaman içinde, bulunduğu yeri gizli bir ibadethaneye dönüştürür. Hıristiyanlığın resmen kabulü ile işlevsel hale gelen Meryemlik'te, Azize Tekla'ya adanan üç nefli kilisenin bir kısmı hala ayakta durmakta. Gezinin ardından Ermenek'e doğru yola devam ve Zeyve Pazarı'na varışta yöresel yemeklerden oluşan öğle yemeği. Zeyve Pazarı, Ermenek'in geri kalanı gibi bir sular ve birçok tarihi çınar ağacı ile tam bir doğa cennetidir. Burada bolca su kaynağı, su değirmeni ve su hizarı görebilirsiniz. Pazar günleri, burada civar köylülerin ürettiklerini sattıkları ve ihtiyarçlarını karşıladıkları çok renkli bir Pazar kurulmakta. Bu pazardan, Ermenek'te yapilan sekersiz pekmezli helva ile zeytin, zeytinyağı, kuru üzüm, ceviz alabilirsiniz. Daha sonra, kısa bir mesafede bulunan şehir merkezine hareket. Ermenek'in tarihi merkezi adeta küçük bir Mardin'i andırmakta. Hitilerden beri stratejik bir yerleşim noktası olan Ermenek, Abbasiler'den sonra Karamanoğulları'nın eğemenliğine geçerek Beyliğin başkenti olur. 1475 yılında ise, Gedik Ahmet Paşa yönetimindeki Osmanlı ordusu, Ermenek'i ele geçirir ve Mennan kalesini fetheder. Böylece Ermenek artık bir Osmanlı eyaleti olur. Şehir dağlık bir arazi üzerine kurulmuştur. Kentin yaslandığı dik yamaçlar üzerinde, çok sayıda, Roma ve Bizans dönemlerine ait mesken ve mezar kalıntısı bulunmaktadır. İlk Hıristiyanlar, bu mağaraları gizlenmek için kullanmışlar. Şehir gezisi boyunca: 1302 yılında, Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmış olan ve ağaç oyma süslemeleriyle hayranlık uyandıran Ulu Cami; 196 mt.uzunluğu ile dünyanın en büyük üçüncü mağarası olarak bilinen Meraspolis Mağarası; Kalenin yamaçlarında bulunan eski sokak ve taş evler ve Ermenek Kalesi; Karamanoğulları döneminde yapılmış olan ilk medreselerden olan Tol Medrese, göreceğiniz yerler arasında. Ermenk gezisindan sonra Alanya'ya doğru yola çıkış ve Gazipaşa Havaalanı'na transfer ve saat 20.10 da Pegasus Hava Yolları ile İstanbul'a uçuş. Saat 21.30 da Sabiha Gökçen Havaalanı'na varış.
Karaman - (4 *) Grand Karaman
![]() | ![]() | ![]() |
![]() | ![]() | ![]() |
Attractions travelers recommend
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Nam velit augue, placerat quis est eget, cursus dictum felis. Morbi non dui vitae nisl pharetra placerat.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Nam velit augue, placerat quis est eget, cursus dictum felis. Morbi non dui vitae nisl pharetra placerat.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Nam velit augue, placerat quis est eget, cursus dictum felis. Morbi non dui vitae nisl pharetra placerat.
Tecrübeli ekibimiz sizlere hafta içi 09:00 - 20:00 ve cumartesi 10:00 - 17:00 arası hizmet vermektedir.
0 (212) 354 24 24